Döngüyü Kırmak: Evsizliğin ve Yoksulluğun Kriminalize Edilmesine Son Vermek

Evsizlik, insan onurunu zedeleyen ve bir dizi temel hakkın ihlaline işaret eden yapısal bir sorundur. Güvenli, yeterli ve erişilebilir barınmaya erişim, devletlerin insan hakları alanındaki temel yükümlülüklerinden biridir. Ancak günümüzde birçok ülkede, evsizliğin kendisi dolaylı biçimlerde cezai ve idari yaptırımlarla hedef alınmakta; kamusal alanda uyumak, yemek yemek, kişisel hijyen sağlamak veya geçimini sağlamak gibi faaliyetler suç kapsamına alınmaktadır. Bu tür uygulamalar, halihazırda hak ihlallerine maruz bırakılan kişileri daha da kırılgan hale getirmekte, insan haklarına aykırı bir döngüyü yeniden üretmektedir.

Birleşmiş Milletler Derin Yoksulluk ve İnsan Hakları ile Yeterli Barınma Hakkı Özel Raportörleri tarafından hazırlanan bu rapor, evsizlik ve yoksulluk içinde yaşayan kişilerin yaşamı idame ettirme pratiklerini kriminalize eden düzenlemelerin insan hakları açısından doğurduğu riskleri ele almakta; devletlere bu uygulamalara son verilmesi yönünde kapsamlı ve uygulanabilir politika önerileri sunmaktadır. Raporda, serserilik yasaları ya dilencilik yasakları olarak adlandırılan yasaların yanı sıra kamusal alan kullanımına ilişkin cezai düzenlemelerin, özellikle yoksul, evsiz, göçmen, kadın, engelli veya marjinalleştirilmiş diğer gruplar üzerinde ayrımcı etkiler yarattığı vurgulanmaktadır.

Türkiye’de de benzer biçimde, sokakta çalışan, barınma hakkına erişemeyen, atık toplayan ya da geçimini kamusal alanda sürdürenler, zaman zaman idari para cezaları, tahliyeler veya kolluk müdahaleleri ile karşılaşmaktadır. Bu durum, yalnızca yoksulluğun bir sonucu değil, aynı zamanda onu yeniden üreten bir neden haline gelmektedir. Raporda yer verilen değerlendirmeler, bu yaklaşımın insan hakları hukukuyla bağdaşmadığını ve sosyal politika açısından da etkisiz, maliyetli ve dışlayıcı olduğunu ortaya koymaktadır.

Eşitlik Politikaları Derneği olarak, bu raporun gayrıresmî çevirisini paylaşmaktan memnuniyet duyuyoruz. Evsizliğin ve yoksulluğun suçla değil, hak temelli ve dönüştürücü sosyal politikalarla ele alınması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyoruz.

Saygılarımızla,
Eşitlik Politikaları Derneği

Raporun çevirisini aşağıda bulabilirsiniz.